Domuz gribi ile soğuk algınlığı nasıl ayırt edilir?
İSTANBUL (İGFA) – Halk arasında domuz gribi olarak bilinen grip, virüslerin neden olduğu bir solunum yolu enfeksiyonudur. Domuz gribinin belirtileri nelerdir? Grip aşısını kimler yaptırmalı?
İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Servet Öztürk merak edilen soruları yanıtladı.
SİNYAL GRİBİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR?
İnfluenza A (H1N1) virüsüne maruz kalan bireylerde 1-2 günlük bir kuluçka döneminden sonra aniden belirtiler ortaya çıkmaya başlar. Domuz gribine işaret eden bu belirtileri şu şekilde sıralayabiliriz;
Yüksek ateş, Baş ve eklem ağrısı, Yorgunluk ve halsizlik, Öksürük, Üst solunum yolu akıntısı
Domuz gribinde görülen yüksek ateş 5 güne kadar sürebilmektedir. Rastgele bir kronik hastalığı olmayan bireylerde gerçek tedavi ve sağlıklı beslenme ile bu belirtiler genellikle bir hafta içinde ortadan kalkar. İyileştikten sonra hasta bir süre halsiz hissetmeye devam edebilir. Hastanın kronik bir hastalığı varsa veya yaşlıysa hayatı tehdit eden komplikasyonlar görülebilir. Bu komplikasyonlar en çok akciğerlerde görülür. Hastalık sırasında virüs ya da bakterinin etkisi ile zatürre görülebilir.
SİNYAL GRİP VE SOĞUK NASIL ANLANIR?
Birbirine benzer belirtiler gösteren grip ve soğuk algınlığı çoğu zaman birbiriyle karıştırılmaktadır. Her iki hastalığın da temeli viral bir enfeksiyon olsa da farklı virüslerin neden olduğu sebeplerdir.
Bu iki viral hastalığın ortasındaki en önemli fark domuz gribindeki ateştir; soğuk algınlığında yoktur. Ayrıca, soğuk algınlığı sırasında insanlar genellikle günlük rutinlerine devam edebilirken, domuz gribi çok fazla eklem ağrısına ve halsizliğe neden olabilir, bu nedenle insanların dinlenmeye ihtiyacı vardır. Her iki hastalıkta da burun akıntısı veya tıkanıklığı, boğaz ağrısı ve öksürük olabilir.
SİNYAL GRİP HASTALIĞI NASIL BULAŞIR?
Domuz gribi, öksürme ve hapşırma sırasında çevreye yayılan virüs içeren damlacıklar yoluyla insandan insana bulaşıyor. Bu damlacıklar havada birkaç saat kalabilir ve hastalığı insanlara bulaştırabilir. Bu nedenle kalabalık ortamlarda bulunan kişilerin maske kullanımına ve el hijyenine dikkat etmesi gerekmektedir. COVID-19 salgını sürecinde sosyal mola, maske ve dezenfektan kullanımı gibi alışkanlıkların sürdürülmesi, bireyleri influenza A virüsüne karşı koruyacaktır.
TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?
İnfluenza semptomlarının başlamasından sonraki 48 saat içinde başlanacak antiviral tedavinin etkinliği oldukça yüksektir. 48 saatten sonra başlanan tedavinin etkisi çok düşüktür. Bu nedenle ateşi, baş ağrısı ve yaygın vücut ağrısı olan hastalarda, özellikle influenza tanılı biriyle teması olanlarda erken tanı için test yaptırmaları uygun olacaktır.
Doktor tarafından reçete edilen antiviral ilaçlara ek olarak; Ağrı kesici ve ateş düşürücü ilaçlar, dengeli beslenme, bol sıvı alımı ve yatak istirahati bu hastalığın tedavisinde değerlidir. Sanılanın aksine antibiyotikler bu hastalıkta etkili değildir. Antibiyotik tedavisi ise domuz gribine ek olarak gelişen bakteriyel enfeksiyonlarda hekim tarafından önerildiğinde kullanılabilir.
GRİP AŞISI KİMLERE YAPILMALIDIR?
Maske kullanımı, sosyal ve el hijyenine özen gösterilmesinin yanı sıra gripten korunmada en etkili sistem aşılamadır. Her yıl yenilenmesi zorunlu olan aşıların içerikleri Dünya Sağlık Örgütü’nün önerileri dikkate alınarak hazırlanmaktadır. Aşı 6 aydan büyük ve yumurta alerjisi olmayan herkese önerilmekle birlikte bazı kümelerin aşılanması diğer kümelere göre daha değerlidir. Aşağıdaki kümelerden birindeyseniz yıllık grip aşınızı yaptırmalısınız;
- 50 yaş ve üstü kişiler
- Palyatif bakım alıcıları
- Huzur yurdunda kalanlar
- Kronik akciğer ve kalp hastalığı olanlar
- Kronik böbrek hastalığı olan kişiler
- şeker hastalığı olanlar
- Otoimmün hastalığı olanlar
- hamile kadın
- Sağlık çalışanları